top of page

Emlak Vergisi Değer Artışına İtiraz Davası ve Hukuki Süreç

  • Yazarın fotoğrafı: HGC HUKUK
    HGC HUKUK
  • 27 Ağu
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 1 Eyl

Giriş


2025 yılı, Türkiye'deki tüm gayrimenkul sahipleri için önemli bir dönemi işaret etmektedir. Bu yıl, 2026 ilâ 2029 yılları arasında geçerli olacak emlak vergisine esas arsa ve arazi metrekare birim değerleri, "Takdir Komisyonları" tarafından yeniden belirlenmiştir. Ancak, birçok bölgede bu değerlerde olağan dışı artışlar gözlemlenmekte, bazı mülk sahipleri 7 ila 10 katı bulan artış oranlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu durum, mülk sahiplerinin önümüzdeki dört yıl boyunca ödeyecekleri vergiler üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olacağından, yasal hakların bilinmesi ve kullanılması önem kazanmaktadır. Bu makale, fahiş emlak vergisi değer artışlarına karşı mülk sahiplerinin başvurabileceği hukuki yolları ve "Emlak Vergisi Değer Artışına İtiraz Davası" sürecini ana hatlarıyla açıklamaktadır.


Emlak Vergisi Matrahındaki Artışların Kapsamı ve Etkileri


Takdir Komisyonları tarafından belirlenen arsa metrekare birim değeri, yalnızca yıllık olarak ödenen emlak vergisinin miktarını etkilemekle kalmaz. Bu değer, aynı zamanda "emlak vergisi matrahı" olarak adlandırılır ve birçok farklı vergi ve harcın hesaplanmasında temel alınır.


Matrah artışının doğrudan etkilediği başlıca mali yükümlülükler şunlardır:


  • Tapu Harcı: Bir gayrimenkulün satışı sırasında alıcı ve satıcıdan alınan tapu harcı, emlak vergisi değerinden az olmamak üzere beyan edilen satış bedeli üzerinden hesaplanır. Matrahın yükselmesi, satış işlemlerinde daha yüksek harç ödenmesi anlamına gelir.

  • Değerli Konut Vergisi: Belirlenen emlak vergisi değeri, bir konutun "Değerli Konut Vergisi" kapsamına girip girmeyeceğini belirler. Matrahlardaki fahiş artışlar, daha önce bu vergiye tabi olmayan çok sayıda konutun vergi yükümlüsü olmasına neden olabilir.

  • Veraset ve İntikal Vergisi: Miras veya bağış yoluyla edinilen gayrimenkullerin vergisi de emlak vergisi değeri üzerinden hesaplandığından, matrah artışı bu vergiyi de doğrudan yükseltir.


Bu zincirleme etki, Takdir Komisyonu kararlarına karşı yasal yollara başvurmanın neden önemli olduğunu ortaya koymaktadır.


Takdir Komisyonu Kararlarına Karşı Yasal Süreç


Tespit edilen yeni değerlere karşı temel ve en etkili hukuki yol, Vergi Mahkemesi'nde iptal davası açmaktır. Belediyelere dilekçe ile yapılan itirazlar genellikle sonuç vermese de, dava sürecinin bir parçası olarak kayda geçmesi açısından yapılabilir.


Dava Açma Süresi: Son Tarih Ne Zaman?


Takdir Komisyonu kararlarına karşı dava açma süresi, kararların ilgili muhtarlık ve belediyelerde ilan edilerek kamuoyuna duyurulmasından itibaren 30 gündür. Ancak, bu sürelerin son günü genellikle adli tatile (20 Temmuz - 31 Ağustos) denk geldiği için, İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca dava açma süresi uzamaktadır. Bu nedenle, 2025 yılı için açılacak davalarda son tarih, adli tatilin bitimini izleyen yedi günlük sürenin sonu olan 8 Eylül 2025 Pazartesi günüdür. Danıştay'ın bu konuda en geç kararın alındığı yılın sonuna kadar dava açılabileceğine dair kararları da bulunmakla birlikte, hak kaybı yaşamamak adına 8 Eylül tarihine uyulması yerinde olacaktır.


Kimler Dava Açabilir?


Bu davayı açma hakkı yalnızca gayrimenkulün tapudaki sahiplerine (malikler) veya intifa hakkı gibi mülkiyet benzeri haklara sahip olanlara aittir. Kiracılar veya site/apartman yönetimleri, kat malikleri adına dava açamazlar. Bir mülkün birden fazla sahibi varsa, her bir malik ayrı ayrı dava açma hakkına sahiptir.


Davada İleri Sürülebilecek Temel Gerekçeler


Dava dilekçesinde, artışın neden fahiş ve hukuka aykırı olduğu somut gerekçelerle açıklanmalıdır. Bu kapsamda ileri sürülebilecek temel gerekçelerden ilki, yapılan değer artışının ülkenin genel ekonomik göstergeleriyle, özellikle de enflasyon ve yeniden değerleme oranları gibi verilerle uyumsuzluğudur. Ayrıca, belirlenen değerin, gayrimenkulün bulunduğu cadde veya sokak üzerindeki ya da komşu bölgelerdeki benzer nitelikteki mülklerle kıyaslandığında orantısız olması da önemli bir itiraz nedenidir. Dilekçede, Takdir Komisyonu'nun mülkün konumu, fiziki durumu ve diğer somut özelliklerini yeterince dikkate almadan soyut bir değerlendirme yaptığı da vurgulanabilir. Son olarak, yapılan bu orantısız değerlemenin kamu yararı ve ölçülülük gibi temel hukuk ilkelerine aykırı olduğu da hukuki bir dayanak olarak sunulmalıdır.


Dava Süreci ve Sonuçları


Vergi davaları genellikle dosya üzerinden, duruşma yapılmaksızın karara bağlanır. Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra Takdir Komisyonu kararının iptaline veya davanın reddine karar verir.


Sonuç


2026-2029 dönemi için belirlenen emlak vergisi matrahları, önümüzdeki dört yıl boyunca mülk sahiplerinin mali yükümlülüklerini doğrudan etkileyecektir. Belirlenen değerlerin fahiş olduğunu düşünen mülk sahiplerinin, bu duruma kayıtsız kalmayarak yasal haklarını kullanmaları önemlidir. 8 Eylül 2025 tarihine kadar Vergi Mahkemesi'nde açılacak bir iptal davası, haksız vergi artışlarının önüne geçilmesi için en etkili yoldur. Sürecin teknik detaylar içermesi nedeniyle bir hukuk profesyonelinden destek alınması, hak kayıplarının önlenmesi açısından faydalı olacaktır.


 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Yorumlar


bottom of page